Ana içeriğe atla

YAPAY ZEKA

Günümüzde insan, hayatı kolaylaştırmak için üretiyor. Oysa marifetlerini hadım edecek türlü buluşlara imza atıyor.

Mesela bestekârlar, beste yapmak için ilham perilerini beklerlerdi. Artık günlerini kalem kağıtla bir odada geçirmek zorunda değiller. Havacılık firmaları, pilot adaylarına binlerce dolar yatırım yapmak zorunda değil. İç mimarlar mağaza dekorasyonu yapmak için artık dirseklerini çürütmeyecek. Bugün süt sağmak için maaş ödenmesi gereken birine ihtiyaç yok. Bir taksi şoförüne de ihtiyaç yok. Patates doğrayan makineler, robot süpürgeler... Peki ne olacak böyle?

İnsan açlığı yönünde disiplinli hareket ederek marifet kazanır. Eğer açlık var fakat hareket yoksa insan gelişemez.

İnsanın istediği sonuçlara yapay bir zekayla ulaşması onu geriletir. Kendi düşünmediği için bilinci daralır. İstekleri kararlarının kontrolünü ele geçirmeye başlar.

Oysa insanın gerçeği arayabilmesi için düşünce sistemi aktif olmalıdır.

Fakat düşünceyi hadım edecek sistem geliştirilirse insanın marifetlerini sınırlandırabilir. İnsan da çok kolay yönetilebilir hale dönüştürülebilir. Bu da toplumsal normların oluşmasını tekelleştirir. İnsanların bir robot gibi yaşamasına sebep olur.

Artık insan bir makale yazarken düşünmek zorunda kalmaz. Konuyu yapay zekaya söyler, makale dakikalar içinde hazır olur. Bu insanların hak etmediği imkanlara sahip olmasıdır. Bu da tüketimlerinde aşırılıklara, bağımlılıklara ve sapkınlıklara sebep olur.

Çünkü bedellerinin üzerinde olan her imkân insanı bozar.

Yapamamak ya da hata yapmak insanların lüksü olmaktan çıkar. Bu davranışlar kusur olarak görülmeye başlanır.

Sadece internetin bir süreliğine kesilmesi, toplumsal kaosa sebebiyet verir. Böyle bir durumda insan öz becerisiyle hayatta kalmak zorundadır. Peki ya öz beceri kazanamamış insan? Kimde bu durum şikâyet ve isyanı meydana getirir?

İnsan zannettiğinin çok üzerinde bir potansiyele sahiptir. Mesele insanın bu potansiyeli açığa çıkarabilmesidir. Açlıkları doğru yere koymak, bilinçli bir şekilde seçeneksizlik oluşturmak ve imkanların azlığı insanın potansiyelini açığa çıkarabilmesini sağlar.

Yapay zekâ teknolojileri gerçekten insanın işini kolaylaştırıyor mu? Yoksa bir süre sonra işleri zorlaştırmak için insanı uyuşturuyor mu? Üzerinde iyi düşünülmesi gerekilen bir konu…

Yorumlar

  1. İnsan kolaya kaçarken bir çok konuda eskisine göre daha az marifetli... Artık sabırla bir şeyi tamir edecek bir usta çoban mıhlama ustası bulamıyoruz... Yerine sunulana razı olan bir sistem... Peki kişiyi mutlu eden neydi?

    Yarım patron ile eş ile çocuk ile olan süreçte sabır "kası* gelişmeyen bir birey nasıl o yükü taşıyacak

    YanıtlaSil
  2. Efendim kaleminize kelamınıza sağlık, çaba ile yasa arasında gizemli bir bağ vardır. Çaba olmadan doğru işlemez. Yapay zekânın günümüzde hayatımıza çok fazla dahil olmaya başladığı şu günlerde konuyu harika bir üslup ve dille kaleme almışsınız. Tekrar emeğinize ve vaktinze sağlık. Çok teşekkür ederiz.
    Haluk Özgürtaş
    Fabrika ayarlarına dönmek isteyen bir Ademoğlu...

    YanıtlaSil
  3. Bir bıçağı nasıl kullandığın önemli.. fayda veya zarara.. yapay zeka da aynı şekilde.. faydaya mı zarara mı..

    YanıtlaSil
  4. Her konuda kolaya kaçan insan en ufak zorlukta yerle bir oluyor. Normalde rahatlıkla üstesinden gelebileceği olaylarda depresyona girebiliyor. Yapay zeka gelişirken insan zekası geriliyor ne yazık ki…

    YanıtlaSil
  5. Adı üstünde yapay, hangi yapay gerçeğe tam uyumlu olmuş, toplamda fayda vermiş?İrdelenmeden popüleriteyle birlikte hızla kabul gördü. Yine farkındalık oluşturan çok iyi bir yazı... kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  6. Her avantajın dezavantajı, her dezavantajın avantajı vardır anlatan çok güzel bir yazı olmuş. Bedelinize, zlhninize, kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  7. Zamanında terzilik kıymetliydi sonra konfeksiyon çıktı terzilik arka plana atıldı.. Şimdi terzilik eski hak ettiği değeri görmeye başladı.. eskiden doğal olanı köylü yapay olanı şehirli yiyordu, şimdi ise şehirli fellik fellik doğam gıda arıyor.. şimdi insan gücü kıymetsizlesiyor yapay zeka karşısında ama gün gelecek insan emeği tıpkı doğal gıda gibi, terzilik gibi kıymet görecek..

    YanıtlaSil
  8. En güzel yemek aç iken yenen yemek
    En güzel uyku yorgunluktan sonraki uykudur. O zaman en güzel hayat bedelini ödediğin hayat:) güzel yazı elinize sağlık

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KUYUDAN ANCAK KENDİ BAŞINA ÇIKABİLİRSİN

“İlaç kullanacak seviyeye gelmişsin Mert…” Son 5 yıldır bu cümleyi 3 defa duydum. Son 5 yıldır 3. kez kendimi burada, psikologla konuşurken buluyordum. Yine kendimi kuyunun dibinde hissediyordum. Bu hastalıktan kurtulalı henüz 2 sene olmamıştı ki davetsiz misafir yine hayatıma girdi. “Duyuyorsun beni değil mi Mert, ilaç kullanacak seviyeye gelmişsin dedim…” Sahi neydi beni bu seviyeye getiren? Psikoloğun ilaç kullanacak seviyeye gelmişsin dediği… Hem gerçekten ilaç işe yarıyor muydu ki? Benim bu sözde hastalığımı geçiriyor muydu, yoksa sadece tekrar yüzeye çıkana kadar hayatımdaki sorunların üzerini mi örtüyordu ? “Niye susuyorsun Mert? Daha önce ilaç kullandığında kendini iyi hissetmiştin, öyle değil mi?” Tabiiii… Kazan dairesindeki yangını bana haber veren uyarı sistemini kapatmamı ve hiçbir şey yokmuş gibi gemiyi kullanmaya devam etmemi sağlamıştı. Fakat kazan dairesindeki yangın devam ediyordu. Üstüne üstlük hiçbir şey yokmuş gibi güvertede güneşleniyordum. Gerçek anlam...

NET MİYİM?

Net miyim? Gerçekten, net miyim? Bu isteğime zıt olan her şeyi gözden çıkaracak kadar… Diğer seçeneklerimden vaz geçecek kadar… Seçenekler arasında kararsız kalmayacak kadar… Net miyim? Bunu istiyorum ama gerçekten istiyor muyum? Bunun karşılığında kurbanlar verebilecek miyim? Yoksa ufak bir pürüzle karşılaştığımda şikâyet etmeye mi başlayacağım? “ Aslında başka alternatiflerim de var ” diye düşünecek miyim? Diğer seçeneklerin, beni rahatlatan imkanların üzerini çizebilecek miyim? Bu isteğimde kendimi seçeneksiz bırakabilecek miyim? Hedefimi değil, o hedefe giderken ki yöntemlerimi çeşitlendirebilecek miyim? Baskılar geldiğinde yürümeye devam edecek miyim? Bütün dünya karşımda duruyormuş gibi hissettiğimde devam edebilecek miyim? Yoksa yapmam gerekenleri yarıda mı bırakacağım? O iyi bildiğim haz kaçamaklarına mı meyledeceğim? İnsan bedelini göze aldığı kararları vermelidir. Karar verirken etraflıca düşünmem gerektiğini biliyorum. Bu işin getireceği bedelleri tartmam gerek...

SEN BU DEĞİLSİN

Anlamak gerçekten çok zor! İnsanlar neden bu kadar moralsiz?   İnsanı cesaretlendirici tek bir sözcüğün yokluğu aslında o insanın ölümü. Ah insan bunu bir bilse. Eğer ki o övgüyü hak ettiğimizde o övgüyü kendimize almak yerine verebilsek ve şunu söyleyebilsek; ”Sen iyilik için nihai güçsün”. Eğer sen öyle olmak istersen. Demiri hiç kimse yok edemez kendi pası hariç. İnsanı da kimse yıkamaz, kendi düşünceleri hariç. Bir insan kendiliğinden öfkeliyse, kendi iç huzurunu sağlayamadıysa, o insan yorgundur. O insan beklenmedik tepkilerle başkalarının kalbini kırandır. Aslında o dışarıya değil kendisine öfkelidir. Sokaklarda yorgun yorgun dolaşan insanlar görürüz. Aslında insanın enerjisi dışarıda çalıştığı her türlü işe yetecek kadar yüksektir. Bazı insanlar ne kadar ağır iş yapsalar da enerjikler ve mutlular. Peki neden? Çünkü potansiyelinin farkında ve kendisiyle barışıklar. Fakat, sen kendinle barışık olmadığın sürece olumsuz düşüncelerden çıkamıyorsun. Başımı alıp gideceğim diyor...