Ana içeriğe atla

HAYAT BİLGİSİ

Her hikâye bir yolculukla başlar. Ya biri yola çıkar yeni yerlere giderdi ya da yeni birinin yolu bizim köye düşerdi. Büyüklerimizden dinlediğimiz ne varsa hepsi bir yolculuğun sonucuydu. Bizim hikâye de öyle başladı.

Aslı öğretmen doğu görevini icra etmek üzere hiç bilmediği köye doğru yola çıktı. Yeni öğretmen olmanın sevinciyle evinden uzaklaşmanın hüznü ve bilmediği yere gidecek olmanın verdiği kaygı hepsi bir arada genç öğretmeni oldukça tedirgin ediyordu.

Önce şehir merkezine ardından ilçeye ulaştı. Görevli olduğu köye günde sadece bir otobüs bulunduğu için ilçe terminalinde saatlerce bekledikten sonra köye ulaştı. Muhtar, Aslı öğretmeni karşılamaya geldi ve kendisine yardımcı oldu.

ÇOCUKLARLA TANIŞMA

Aslı öğretmen ertesi gün heyecanla okula gitti. Sınıfa girince öğrenciler öğretmenlerini baştan aşağıya süzdüler. Uzun boylu, geniş omuzlu öğretmen pantolonun üzerinden dizine kadar uzanan çizmeleriyle hepsinin dikkatini çekti. At kuyruğu bağladığı saçlarıyla zaten geniş olan alnını iyice ön plana çıkaran Aslı öğretmenin gösterişli takıları da çocukların ilgisini bir hayli çekti o gün.

Aslı öğretmen, Merhaba çocuklar, derken, O da sınıfı iyice inceledi. Üstü başı pek de düzgün olmayan, saçları dağınık, üşüdükleri ise her hallerinden belli olan öğrencilere kendisini tanıttı.

O gün hayat bilgisiyle derse başladılar. Hayat bilgisinin önemi ve anlamı üzerine konuştular. Aslı öğretmen, Hayat bilgisi dersinin yaşamımızda çok etkili olduğunu da vurguladı ve ilk ders böylece bitti.

ÖĞRETMENİN KÖYLÜYLE KAYNAŞMASI

Gel zaman git zaman köylüler öğretmeni çok sevdiler, Aslı öğretmenin disiplinli ve kuralcı oluşu çocukların akademik başarısını olumlu etkiledi. Veliler hem başarılı hem kararlı oluşunu çok sevdiler. Aynı zamanda sıcakkanlı oluşuyla, herkesle iyi anlaşmasıyla da gönülleri fethetmiş bizim öğretmendi.

ASLI ÖĞRETMEN EVLENİYOR

Köylüler öğretmeni bir beyefendi ile tanıştırdılar. İkisi de okumuş, kültürlü, bilgili diye düşünmüşlerdi. Burak Bey, ilçede çok sevilen bir doktordu. Sakin, kendi halinde, ağır başlı birisiydi. Aslı öğretmenin enerjisini çok beğenirdi. Öğretmen hanım da doktor beyin tane tane konuşmasından efendi duruşundan etkilenmişti. Sonunda törenler, kutlamalar eşliğinde evlendiler.

ECE

Aradan yıllar geçti. Çocukları Ece tam 7 yaşına geldi. Aslı öğretmenin öğrencisi oldu. Ece hafif tombul, orta boylu, aynı babası gibi ağır ağır hareket eden, teneffüslerde dahi oyun oynamak yerine sıra arkadaşıyla sohbet eden bir çocuktu. Annesi kendisini kontrol edemeyip sürekli Ece'ye kızıyordu. Hızlı düşün, hızlı cevapla, hızlı yürü gibi uyarıların ardı arkası kesilmiyordu.

Haftalar, aylar, yıllar birbirini kovaladı. Ece üniversiteye başladı. Annesi, kendisine benzemediği için Ece'yi suçlamaya, eleştirmeye devam etti. Nasıl olur da hayat bilgilerimi kullanamam diye içi içini yese de ne zaman Ece'yi bir iş yaparken görse, onun yavaşlığına ve istediği gibi yapamayışına katlanamıyordu.

Ece'nin yatağının düzeninden yemeğine, ütülerine kadar her şeyiyle kendisi ilgileniyordu. Ne zaman Ece bir işi yapsa kendisi tekrar bozup tekrar yapıyordu.

Ece okulu bitirince, kendi birikimiyle ona iş kurdu ve orada çalışmasının onun için daha iyi olacağına karar verdi. Ece'yi kendi uygun gördüğü adayla evlendirdi. Ama tabii evine yakın oturması şartıyla. O evin düzeninden yemeğine yine her şeyiyle kendisi ilgileniyordu.

Zaman su gibi akıp geçti. Ece bu kaybolmuş olduğu hayatta ne işini ne evliliğini yürütebildi.

Ailesiyle görüşmek dahi istemiyordu. Aslı öğretmen hiçbirine anlam veremiyordu. Her şeyi kendisi için düşünüp düzenlediği halde onca imkânı kendisine verdiği halde nasıl olur da çocuğu hayatta başarılı olamaz üstüne üstlük nankörlük yapıp ziyaretlerine dahi gelmezdi... Ona hiçbir annenin yapmadığı kadar iyilik yaptım, bildiğim her şeyin en iyisini yaptım yoksa hayat bilgilerim beni yanılttı mı diye düşünüp durdu. Oysa iyi hatta çok bir anne olmuştu ne yaptıysa çocuğunun iyiliği için yapmıştı. Ve sonuçlar hiç istediği gibi olmamıştı.


LIFE SCIENCE

Every story begins with a journey. Either someone would set off and go to new places, or someone new would find their way to our village. Everything we heard from our elders was the result of a journey. That's how our story began, too.

THE JOURNEY

Teacher Melanie sets out for a small eastern village she does not know at all to fulfill her duty. The joy of being a new teacher, the sadness of moving away from home, and the anxiety of going to an unfamiliar place all made the young teacher extremely uneasy.

She first reached the city center and then, after a difficult journey, reached the town. Since there was only one bus a day to the remote village where she was assigned, she was able to reach the village after waiting for hours at the district terminal. The headman came to meet the new teacher and helped her.

MEETING THE NEW STUDENTS

Teacher goes to school with excitement the next day. When they enter the classroom, students look at Melanie from head to toe. The tall, broad-shouldered teacher attracts everyone's attention with her boots that reach his knees over her trousers. Melanie’s flashy jewelry, which highlighted her already wide forehead with her hair tied in a ponytail, also attracted the attention of the children that day.

As she said "Hello, kids" Melanie inspected the class thoroughly. She introduced herself to the students, who were not well-dressed, their hair was messy, and it was obvious that they were cold.

That day, the lesson started with life sciences. They talked about the importance and meaning of life science. Mealanie also emphasized that the Life Sciences course is very effective in our lives, and thus the first lesson ends.

TEACHER'S INTEGRATING WITH THE VILLAGERS

After some time, the villagers like Melanie very much. The new teacher’s discipline and rulemaking positively affects the academic success of the children. Parents respect how successful and determined she is.  She wins everyone's hearts with his warm-heartedness and getting along well with everyone, too.

MELANIE TEACHER IS GETTING MARRIED

The villagers introduce the teacher to a gentleman. They match that they were educated, cultured and knowledgeable. Mr. Whittaker is a very popular doctor in the district. He is a calm, composed, dignified person. He also likes the teacher's energy very much. Melanie was also impressed by the doctor's clear speech and gentlemanly stance. 

REGINA

Years have passed. Their daughter Regina just turned to 7 years old. She also became Melanie’s student. Regina was a slightly chubby, medium-height child who moved slowly, just like her father, and chatted with her deskmate instead of playing games, even during breaks. Her mother could not control herself and was constantly angry with Ece. Warnings like "think fast, answer fast, walk fast..." were constant.

Weeks, months, years followed and Regina started university. Her mother continued to blame and criticizeher because she did not look like her attitudes.  As being  heartbroken as a mother,  Melanie kept wondering why she could not use her life sciences on her own daughter, whenever she saw Regina doing something, she could not stand her slowness and inability to do things as herself..

Melanie thought she had to take care of everything with Regina.  From making her bed to cooking and ironing. Every time Regina did something on her own, Melanie would disrupt it and do it herself.

Regina finished school, Melanie started a business to Regina It was Melanie not Regina who decided that it would be better for her to work there. Melanie also arranged a marriage to Regina to the candidate she deemed suitable. But of course, provided that they lived close to his house. Melanie still took care of everything from the order of the house to the food.

Time flew by like water. In this lost life, Regina could neither manage her job nor her marriage.

Regina didn't even want to see her family. Melanie could not understand any of it. How could she not be successful in life, even though she thought and arranged everything for Regina and gave her all the opportunities, and on top of that, she was ungrateful and wouldn't even come to visit them?

She kept thinking, "I did her a favors like no other mother had done, I did the best of everything I knew, or did my knowledge of life mislead me?"

However, she was a good, even a great mother.

Whatever she did, she did for the good of her child. And the result was not what she wanted.

Yorumlar

  1. İfade edişinden farklı kişilikler olduğu ve uyum sorunu olduğu anlaşılıyor anlatım güzel herkes sizinkini olamaz olmak zorunda değil bunun bilinci ile karşınızdaki kişiyi değerlendirmeniz dikkate almanız gerekir.

    YanıtlaSil
  2. Güzel bir öykü insan kendi öyküsünü bırakıp başka öyküye karışınca sonuç ecenin mutsuz hayatı gibi oluyor.

    YanıtlaSil
  3. Hayat benim istediğim gibi olsun herkes benim gördüğüm bildiğim şekilde yetişsin. Benim bildiklerim en doğrusu. Zannediyor insan ama O farklılıklarımız aslında zenginliğimiz.

    YanıtlaSil
  4. Elinize sağlık, güzel yazı

    YanıtlaSil
  5. Güzel bir konuya temas edilmiş.Gerçekten de öğretirken de öğrenebilmeli insan, kendini geliştirememek büyük problemlere yol açabiliyor

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KUYUDAN ANCAK KENDİ BAŞINA ÇIKABİLİRSİN

“İlaç kullanacak seviyeye gelmişsin Mert…” Son 5 yıldır bu cümleyi 3 defa duydum. Son 5 yıldır 3. kez kendimi burada, psikologla konuşurken buluyordum. Yine kendimi kuyunun dibinde hissediyordum. Bu hastalıktan kurtulalı henüz 2 sene olmamıştı ki davetsiz misafir yine hayatıma girdi. “Duyuyorsun beni değil mi Mert, ilaç kullanacak seviyeye gelmişsin dedim…” Sahi neydi beni bu seviyeye getiren? Psikoloğun ilaç kullanacak seviyeye gelmişsin dediği… Hem gerçekten ilaç işe yarıyor muydu ki? Benim bu sözde hastalığımı geçiriyor muydu, yoksa sadece tekrar yüzeye çıkana kadar hayatımdaki sorunların üzerini mi örtüyordu ? “Niye susuyorsun Mert? Daha önce ilaç kullandığında kendini iyi hissetmiştin, öyle değil mi?” Tabiiii… Kazan dairesindeki yangını bana haber veren uyarı sistemini kapatmamı ve hiçbir şey yokmuş gibi gemiyi kullanmaya devam etmemi sağlamıştı. Fakat kazan dairesindeki yangın devam ediyordu. Üstüne üstlük hiçbir şey yokmuş gibi güvertede güneşleniyordum. Gerçek anlam...

NET MİYİM?

Net miyim? Gerçekten, net miyim? Bu isteğime zıt olan her şeyi gözden çıkaracak kadar… Diğer seçeneklerimden vaz geçecek kadar… Seçenekler arasında kararsız kalmayacak kadar… Net miyim? Bunu istiyorum ama gerçekten istiyor muyum? Bunun karşılığında kurbanlar verebilecek miyim? Yoksa ufak bir pürüzle karşılaştığımda şikâyet etmeye mi başlayacağım? “ Aslında başka alternatiflerim de var ” diye düşünecek miyim? Diğer seçeneklerin, beni rahatlatan imkanların üzerini çizebilecek miyim? Bu isteğimde kendimi seçeneksiz bırakabilecek miyim? Hedefimi değil, o hedefe giderken ki yöntemlerimi çeşitlendirebilecek miyim? Baskılar geldiğinde yürümeye devam edecek miyim? Bütün dünya karşımda duruyormuş gibi hissettiğimde devam edebilecek miyim? Yoksa yapmam gerekenleri yarıda mı bırakacağım? O iyi bildiğim haz kaçamaklarına mı meyledeceğim? İnsan bedelini göze aldığı kararları vermelidir. Karar verirken etraflıca düşünmem gerektiğini biliyorum. Bu işin getireceği bedelleri tartmam gerek...

SEN BU DEĞİLSİN

Anlamak gerçekten çok zor! İnsanlar neden bu kadar moralsiz?   İnsanı cesaretlendirici tek bir sözcüğün yokluğu aslında o insanın ölümü. Ah insan bunu bir bilse. Eğer ki o övgüyü hak ettiğimizde o övgüyü kendimize almak yerine verebilsek ve şunu söyleyebilsek; ”Sen iyilik için nihai güçsün”. Eğer sen öyle olmak istersen. Demiri hiç kimse yok edemez kendi pası hariç. İnsanı da kimse yıkamaz, kendi düşünceleri hariç. Bir insan kendiliğinden öfkeliyse, kendi iç huzurunu sağlayamadıysa, o insan yorgundur. O insan beklenmedik tepkilerle başkalarının kalbini kırandır. Aslında o dışarıya değil kendisine öfkelidir. Sokaklarda yorgun yorgun dolaşan insanlar görürüz. Aslında insanın enerjisi dışarıda çalıştığı her türlü işe yetecek kadar yüksektir. Bazı insanlar ne kadar ağır iş yapsalar da enerjikler ve mutlular. Peki neden? Çünkü potansiyelinin farkında ve kendisiyle barışıklar. Fakat, sen kendinle barışık olmadığın sürece olumsuz düşüncelerden çıkamıyorsun. Başımı alıp gideceğim diyor...