Ana içeriğe atla

SEN BU DEĞİLSİN

Anlamak gerçekten çok zor! İnsanlar neden bu kadar moralsiz?  İnsanı cesaretlendirici tek bir sözcüğün yokluğu aslında o insanın ölümü. Ah insan bunu bir bilse. Eğer ki o övgüyü hak ettiğimizde o övgüyü kendimize almak yerine verebilsek ve şunu söyleyebilsek; ”Sen iyilik için nihai güçsün”. Eğer sen öyle olmak istersen.

Demiri hiç kimse yok edemez kendi pası hariç. İnsanı da kimse yıkamaz, kendi düşünceleri hariç. Bir insan kendiliğinden öfkeliyse, kendi iç huzurunu sağlayamadıysa, o insan yorgundur. O insan beklenmedik tepkilerle başkalarının kalbini kırandır. Aslında o dışarıya değil kendisine öfkelidir. Sokaklarda yorgun yorgun dolaşan insanlar görürüz. Aslında insanın enerjisi dışarıda çalıştığı her türlü işe yetecek kadar yüksektir. Bazı insanlar ne kadar ağır iş yapsalar da enerjikler ve mutlular. Peki neden? Çünkü potansiyelinin farkında ve kendisiyle barışıklar.

Fakat, sen kendinle barışık olmadığın sürece olumsuz düşüncelerden çıkamıyorsun. Başımı alıp gideceğim diyorsun. Ama başını alıp da gitmek zorunda olduğun için her yerde o başın senin başına iş açıyor. Tıpkı demiri eritip bitiren pas gibi bizi de eritip bitiren kendimize yaptığımız fizyolojik ve psikolojik haksızlıklarımızdır. Akılsız ve duygusal davranarak kendi kendimize zarar veriyoruz. Kendimize gereğinden fazla yükleniyoruz. Bu yüzden değersiz hissediyoruz. Sen beceriksizsin, sen yapamazsın, sen kazanamazsın diye tıpkı pasın demiri yediği gibi kötü düşüncelerimizle kendimizi yiyip bitiriyoruz. Aklımızı ve düşüncelerimizi doğru yönetebilseydik belki de bizden ne cevher çıkacaktı. Öyleyse silkelenelim, atalım şu kötü düşünceleri.

Çünkü dünya her zaman güllük gülistanlık değildir. Eğer sen gerçek kendini bilmezsen, burası sana acımasız ve kötü bir yer olacak. O zaman da ne kadar güçlü olduğun önemli değil. Eğer sen izin verirsen hayat seni dizlerinin üstüne çökertir. Sonsuza kadar burada kalmana sebep olur.  Sen, ben, o, hiç kimse hayat kadar güçlü darbe vuramaz. Ama önemli olan ne kadar güçlü vurabildiğin değil, o darbeyi yedikten sonra ileri doğru gitmeye devam edip edemediğindir. Kaç darbe alıp hayatta yoluna devam edebiliyorsun? İşte kazanmak böyle bir şeydir. Şimdi eğer ne hak ettiğini biliyorsan gidip hak ettiğin şeyi al. Ama o darbeyi almaya hazır olmalısın. Birilerini suçlayıp da istediğim yere gelemedim, sebebi o kişiydi bu kişiydi diyemezsin. Bunu ancak korkaklar yapar. Bu sen değilsin, sen bundan daha iyisin!

Yorumlar

  1. Cok guzel yazi olmus begendim

    YanıtlaSil
  2. İnsan kendi iç huzurunu sağladığı zaman gerçekten mutlu bir hayat yaşayabiliyor..emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  3. Hüzün kaplamışken, bir anda yüreklere su serpen bir yazı, aynı zamanda da cesaretlendirci ve ümit oldu. Teşekkürler. Ellerinize sağlık...

    YanıtlaSil
  4. Demiri pas,,insanı duygusal kararları yıkar,çoğu zaman

    YanıtlaSil
  5. Başımızı alıp girebiliyoruz belki ama başımızdaki düşüncelerden gidemiyoruz, o vakit birşeyleri kendimizden başlayarak değiştirmemiz gerekiyor .. çok güzel yazı olmuş yazanın ellerine sağlık

    YanıtlaSil
  6. Kaleminize sağlık, iç motivasyon ve beklenti yönetimini iyi anlatmışsınız

    YanıtlaSil
  7. Kaleminize sağlık. Ne kadar güzel anlatılmış. Tam da ihtiyacım olduğu anda karşıma çıkması da …

    YanıtlaSil
  8. Her insan aynı kapasitede ama kişi kendi kapasitesin farkına varmayınca geride kalıyor ve dış dünyayı suçluyor:))

    YanıtlaSil
  9. Etkiliyici bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
  10. Sen bundan daha iyisin. Potansiyelinin farkında değilsin.

    YanıtlaSil
  11. Çok güzel yazı ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  12. Demire bakır örter gibi insanın da bir örtüsü olmayınca paslanıyor hakikaten…

    YanıtlaSil
  13. Darbe yemeden demir sağlamlaşmaz. Teşekkür ederiz.

    YanıtlaSil
  14. Demiri eriten pas...
    Demir akıl ile idraki olsa paslandığını anlamaz herhalde, aynı sedef hastasının aslında iç hastalığının olduğunu bilmemesi gibi.

    YanıtlaSil
  15. Haydi hep birlikte tekrardan ayağa kalkalım, doğduğumuzda yerde başlamıştık, bir kere kalkabildiysek yine yapabiliriz değil mi :)

    YanıtlaSil
  16. O demir işlem görmeli ki pas tutmasın, bu işlemler bazen olumlu bazen olumsuz olacak ama yinede insanı canlı tutacak

    YanıtlaSil
  17. İnsananın içindeki duyguları çok iyi anlatan. İnsanı motive eden bir yazı olmuş elinize sağlık .

    YanıtlaSil
  18. Yeni bi sen olmak için, bedellerini seçmelisin

    YanıtlaSil
  19. Metaforal anlatım ile çok anlaşılır olmuş... Mutluluk önemli 🥸

    YanıtlaSil
  20. Çok gerçek bir motivasyon yazısı, kaleminiz bereketli olsun...

    YanıtlaSil
  21. Bedel alan değil her türlü zorluğa rağmen kendi bedelini ödeyen olmalı değil mi.

    YanıtlaSil
  22. Mutluluk içten gelir, dıştan gelen sadece rüzgar gibi eser gider. O iç huzuru yakalayabilen kişiye hiç bir darbe Allah'ın izniyle tesir etmez. Huzuru bulan kişinin eğer ki bir şey dikkatini dağıtmışsa, bu tamamen onun gözleminin bir kalemi olduğu içindir. Her darbe bir basamaktır aslında. Kimisi için ise sırtına attığı bir kaya... Yolumuza yön vermek için önce kendimizi bulmalıyız.

    YanıtlaSil
  23. Akışı güzel basit şekilde anlatılmış.

    YanıtlaSil
  24. Elinize sağlık. Günümüzün genel olan bir problemini çok güzel şekilde yazıya dökülmüş. Elinize sağlık...

    YanıtlaSil
  25. İnsan en büyük kötülüğü kendine yapar keşke farkına varabilse çok güzel bir yazı olmuş kaleminize sağlık 🌻

    YanıtlaSil
  26. Paslı zihinlere zımpara gibi yazı

    YanıtlaSil
  27. Düşünce çok önemli....

    YanıtlaSil
  28. Elinize sağlık vazgeçmemek önemli

    YanıtlaSil
  29. Tam zamanında ne kadar da ihtiyacım varmış bunları duymaya...

    YanıtlaSil
  30. Beni zorlayan ne varsa. daha iyi bir ben için verilen bir aşama. Bu sınav beni bir üst versiyonuma taşıyacak merdiven aslında.

    Yani bizlere verilen sınavlar bizlere biricik aslında. Karşılaşılan problemleri benimsemeni sağlıyor bu düşünce.

    Şikayet eden tarafta değil, çözüm üretme tarafına geçiriveriyor insanı.

    Her zaman karşılaşılan problemlere inşAllah böyle bakabiliriz. hatırlattığınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  31. Gerçekten insan şu anlatılanları hayatında uygulamaya çalışsa problem diye bir kalmaz hayatında elinize sağlık harika

    YanıtlaSil
  32. Duvarı nem, insanı gam yıkar. Bir yerde veya kişide barındırmaması gereken özellikler varsa, ki bu insan için “vesvesedir” zamanla insanda gerçekten uzaklaşmaya ve yıkıcı sonuçlara sebep olur. Güzel bir yazı elinize sağlık

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KUYUDAN ANCAK KENDİ BAŞINA ÇIKABİLİRSİN

“İlaç kullanacak seviyeye gelmişsin Mert…” Son 5 yıldır bu cümleyi 3 defa duydum. Son 5 yıldır 3. kez kendimi burada, psikologla konuşurken buluyordum. Yine kendimi kuyunun dibinde hissediyordum. Bu hastalıktan kurtulalı henüz 2 sene olmamıştı ki davetsiz misafir yine hayatıma girdi. “Duyuyorsun beni değil mi Mert, ilaç kullanacak seviyeye gelmişsin dedim…” Sahi neydi beni bu seviyeye getiren? Psikoloğun ilaç kullanacak seviyeye gelmişsin dediği… Hem gerçekten ilaç işe yarıyor muydu ki? Benim bu sözde hastalığımı geçiriyor muydu, yoksa sadece tekrar yüzeye çıkana kadar hayatımdaki sorunların üzerini mi örtüyordu ? “Niye susuyorsun Mert? Daha önce ilaç kullandığında kendini iyi hissetmiştin, öyle değil mi?” Tabiiii… Kazan dairesindeki yangını bana haber veren uyarı sistemini kapatmamı ve hiçbir şey yokmuş gibi gemiyi kullanmaya devam etmemi sağlamıştı. Fakat kazan dairesindeki yangın devam ediyordu. Üstüne üstlük hiçbir şey yokmuş gibi güvertede güneşleniyordum. Gerçek anlam...

NET MİYİM?

Net miyim? Gerçekten, net miyim? Bu isteğime zıt olan her şeyi gözden çıkaracak kadar… Diğer seçeneklerimden vaz geçecek kadar… Seçenekler arasında kararsız kalmayacak kadar… Net miyim? Bunu istiyorum ama gerçekten istiyor muyum? Bunun karşılığında kurbanlar verebilecek miyim? Yoksa ufak bir pürüzle karşılaştığımda şikâyet etmeye mi başlayacağım? “ Aslında başka alternatiflerim de var ” diye düşünecek miyim? Diğer seçeneklerin, beni rahatlatan imkanların üzerini çizebilecek miyim? Bu isteğimde kendimi seçeneksiz bırakabilecek miyim? Hedefimi değil, o hedefe giderken ki yöntemlerimi çeşitlendirebilecek miyim? Baskılar geldiğinde yürümeye devam edecek miyim? Bütün dünya karşımda duruyormuş gibi hissettiğimde devam edebilecek miyim? Yoksa yapmam gerekenleri yarıda mı bırakacağım? O iyi bildiğim haz kaçamaklarına mı meyledeceğim? İnsan bedelini göze aldığı kararları vermelidir. Karar verirken etraflıca düşünmem gerektiğini biliyorum. Bu işin getireceği bedelleri tartmam gerek...